21 Mart 2021 Pazar

Almanca soru cümlesi kurma

Almanca soru cümlesi kurma işlemini temelde iki farklı şekilde yapabiliriz. Birinci yöntem soru kelimesi kullanarak, ikinci yöntem ise fiil kullanarak. Şimdi bu iki yöntemi ele alalım.

1. Soru kelimesi kullanarak soru cümlesi kurmak


Aşağıdaki soru kelimelerini kullanarak soru sorabiliriz;

Wo (Nerede)
Woher (Nereden)
Wohin (Nereye)
Wann (Ne zaman)
Was (Ne)
Wer (Kim)
Wie (Nasıl)
Warum (Neden)

Bu soru kelimelerini kullanarak çeşitli sorular sorabiliriz.
Mesela aşağıdaki sorum cümleleri oldukça fazla kullanılır.

Wie heißt du?
(Nasıl adlandırılırsın?)

Woher kommst du?
(Nereden geliyorsun?)

Wo wohnst du?
(Nerede yaşıyorsun?)

Wie geht es dir?
(Nasıl gidiyor?)

Yukarıdaki cümlelerde soru kelimeleri fiil türünden kelimeler ile birleşerek soru oluşturmuştur. Aynı şekilde soracağımız duruma bağlı olarak soru kelimesi sıfat/zarf türünden bir kelime ile de birlikte kullanılabilir.

Örnekler;

Wie viel kostet das?
(Bunun ederi nedir?)

Wie lange schläfst du?
(Ne kadar uyursun?)

Wie lang sind deine Haare?
(Saçların ne kadar uzun?)

Sonuç olarak bu birinci yöntemdeki gibi cümleler kuracaksanız uymanız gereken formül aşağıdaki gibi olmalı;

soru kelimesi + fiil/sıfat + diğer öğeler + özne

2. Fiil kullanarak Almanca soru sormak

Soru kelimesi kullanmak yerine fiil kullanarak da soru sorabilirsiniz. Bu durumda cümle soru kelimesi ile değil, fiil ile başlar.

Kannst du mir geben das?
(Bunu bana verebilir misin?)

Würdest du mit mir sprechen bitte?
(Benimle konuşurmusunuz lütfen?)

Trinkst du kola?
(Kola içer misin?)

Gördüğünüz gibi ikinci tarz soru cümleleri hep fiil ile başlıyor. Bu bahsettiğimiz ikinci yöntem genellikle yardımcı fiil kullanılarak yapılır ancak duruma göre yardımcı fiil kullanmadan da soru sorabiliriz.

Örneğin geçmiş zaman ile ilgili bir soru cümlesi kurmak istediğimizde, geçmiş zamanlı bir cümle kurabilmek için “haben” fiilini yardımcı fiil olarak kullanmamız gerekir.

Buna göre; “hast du geschlafen?” (uyudun mu?) şeklinde bir soruyu “haben” fiilini yardımcı fiil olarak kullanarak sorarız.

Aynı şekilde “haben” fiilini ana fiil olarak da kullanarak bir soru cümlesi kurabiliriz. 
Mesela “hast du Auto?” (araban var mı?)

Buradan şunu anlamamız gerekiyor; kurulan soru cümlesi, kurulduğu zamana göre eğer yardımcı fiil kullanımı gerektiriyorsa bu durumda cümle o yardımcı fiil ile başlar ve ana fiil ile sona erer.

Eğer kullanılması gereken bir yardımcı fiil yoksa cümle direkt olarak ana fiil ile başlar (ki bu fiilin de cümlenin öznesine göre çekimlenmiş halde olması gerekir) ve diğer öğeler yerleştirilerek, cümlenin sonuna özne (isim ya da zamir) yerleştirilerek cümle oluşturulur.

Almanca öğrenmeye nereden nasıl başlanır

Almanca öğrenmek istiyorsunuz ama nereden nasıl başlayacağınızı bilmiyorsanız tüm tecrübelerim ve de Almanca öğretmeni olarak size yol göstermek istiyorum.

Öncelikle olarak kelimeleri tanımak ile başlamanızı öneririm. Kelimeler günümüzde iletişim kurmak için kullandığımız anlamlı ses parçalarıdır. 

Kelimeler türlere ayrılır. 
Buna göre;

- Hareket, oluş ifade eden kelimelere “fiil”,
- Varlıkları adlandıran kelimelere “isim”,
- Varlıkların sahip olduğu özellikleri ifade eden kelimelere “sıfat”
- Tek başına bir anlam ifade etmeyen ancak diğer kelimeler ile birlikte kullanılarak, o kelimeleri anlam ve yapı bakımından birbiri ile uyumlu olmasını sağlayan kelimelere de “edat” türünden kelimeler denir.

Kelime türlerini bilmek, Almanca öğrenmek için atılacak ilk adım olmalıdır. Bu sayede hangi kelime ne zaman kullanılır, nasıl kullanılır bilmiş olursunuz.

Kelime türlerini biliyor olmanız aynı zamanda Almanca dilbilgisi kurallarını öğrenebilmeniz açısından da önem teşkil eder. Çünkü dilbilgisi kuralları tamamen kelimelerin türleri ile alakalıdır.

Sonuç olarak nasıl ki matematiğin temel konuları varsa ve bu temel konuları bilmeden matematiğin ilerleyen konuları hiç ya da tam olarak öğrenilemiyorsa aynı durum Almanca öğrenme süreci için de geçerlidir.

Almanca öğrenmek isteyen birisi eğer kelime türlerini, kelime yapısını bilmiyorsa dilbilgisi kurallarını da öğrenemez ya da öğrense bile eksik öğrenir. Bu yüzden dolayı da sorunlar yaşar.

Kelime türleri öğrendildikten sonra ise her bir kelime türüne göre en çok kullanılan kelimeler ve bu kelimelerin genellikle kullanıldıkları cümle tipleri öğrenilmelidir. Bu sayede cümle kurmak için ilk adım atılmış olur.

Bilinmesi gereken önemli bir konu ise cümle kurarken öğeler nasıl sıralandırılır, cümle çeşitleri nelerdir, cümle çeşitlerine göre öğelerin sıralaması nasıl olur tüm bu ayrıntılar öğrenildiğinde gerisi zaten gelecektir.

Sonuç olarak eğer doğru bir şekilde Almanca öğrenme süreci ilerletilirse, sadece birkaç ay içerisinde Almanca konuşmak mümkündür ancak kişi öğrenme sürecine yanlış bir şekilde girmişse ve yanlış bir şekilde öğrenmeye çalışıyorsa oldukça fazla zaman kaybeder.

Dilbilgisi kuralları öğrenilmeden sadece cümle ya da kelime ezberleme mantığı ile Almanca ya da başka bir dil öğrenilmez. En çok kullanılan cümleleri ya da kelimeleri ezberlediğinizde o dili öğrenmiş olmazsınız fakat ezberlediğiniz cümleler ya da kelimeler tabii ki işinize yarar.

Kelime ezber çalışması da oldukça önemlidir fakat daha da önemlisi ise ezberlediğiniz kelimeleri kullanabilmeniz ve bu kelimeler ile cümleler kurabilmenizdir. İşte bunu yapabilmeniz için de cümle çeşitleri nelerdir, çeşitlerine göre yapıları nasıldır ve dilbilgisi kuralları nelerdir bilmeniz gerekir.

Almanca artikelleri neden öğrenmemiz gerekiyor?

Almanca öğrenmek aşamasında bizi en çok zorlayan konulardan birisi artikellerdir. Hatta sokakta, etrafta Almanca hakkında az çok bilgi sahibi olan kişilerin de en çok artikellerden yakındığını duyabiliyoruz.

Peki artikel nedir ve bu artikeller neden önemlidir? Eğer artikelleri öğrenmezsek ya da bilmezsek, Almanyada hayatımız çok mu zor olur?

İşte bu tarz sorulara net bir cevap için önce artikel nedir bunu bilmemiz gerekiyor. Öncelikle kelime türlerinden başlamamız lazım.

Kelimeler yapılarına ve anlamlarına göre farklı türlere ayrılırlar. Başlıca kelime türleri; isim, sıfat, fiil, edat olarak sıralandırılabilir. Artikeller tamamen isim türünden kelimeler ile alakalıdır.

Yani Almancada artikelleri duyduğunuzda, gördüğünüzde aklınıza direkt olarak isim türünden kelimeler gelmelidir. Nitekim artikellerin temel görevi, isim türünden kelimeler ile birlikte kullanılarak, birlikte kullanıldığı ismi belirtmektir.

Artikeller iki ana gruba ayrılır. 

- Birinci grup; tanımlayıcı artikeller (der, die, das); 
- İkinci grup; belirsiz artikeller (ein) şeklindedir.

“İkinci grup” olarak nitelendirdiğimiz belirsiz artikeller Türkçede (bir) ve hemen hemen tüm dillerde bulunur. 

“Birinci grup” olarak ifade ettiğimiz artikeller ise tüm dillerde bulunmaz ama birçok dilde bulunmaktadır. 

Örneğin İngilizcede “the”, İspanyolcada “el, la”, Portekizcede “o, a” şeklinde bulunurlar. Türkçede ise yoktur. 

Almanca’da ise “der, die, das” olmak üzere üç tanedir ancak her ne kadar sayıca “üç” adet olsa da, bağlı bulundukları isim türünden kelimenin kullanım şekline bağlı olarak şekil de değiştirmektedirler.

Örneğin İngilizcede “the” artikelini “car” (araba) kelimesi ile birlikte kullandığımızda, “car” kelimesi “e haline” dönüşse bile “the” şekil değiştirmez.

Örnek; to the car (arabaya)

Ama Almancada ise örneğin “das” ile birlikte kullanılan “Auto” kelimesi “e halinde” (ki buna dativ denir) kullanıldığında, “das” artikeli de şekil değiştirir ve “dem” olur.

Örnek; zu dem Auto (arabaya)

Örnek ifadede gördüğünüz gibi, özellikle de İngilizce ifade ile de karşılaştırdığımızda, “the” artikelinin ismin şekline göre şekil değiştirmediğini ancak Almancada ise şekil değiştirdiğini görmekteyiz.

İşte bu durum, Almanca öğrenme aşamasında artikeller konusunun öğrenilmesini bizim için biraz daha zor kılan detaylardan birisidir.

Sonuç olarak;

Artikelleri bilmezsem ne olur, Almanyada hayatım imkansız mı olur gibi sorulara şöyle cevap verebiliriz;

Artikeller, birlikte kullanıldıkları isim türünden kelimenin “bilinen, belirli” bir şey olduğunu “vurgulamak” içim kullanılır.

Buna göre gündelik hayatta artikelleri kullanmazsak şöyle sorunlar yaşayabiliriz;

Mesela belirli bir kitabı kast ederek yanındaki arkadaşınıza şöyle bir cümle kursanız;

“Schau auf das Buch!”
(kitaba bak!)

Bu cümleyi duyan arkadaşınızın karşısında birden fazla kitap varsa eğer hangisini kastettiğinizi anlayamayabilir ve size aşağıdaki gibi bir soru sorabilir;

Welches Buch?
(hangi kitap?)

Bu soruya cevap verirken de kast ettiğiniz kitabın hangisi olduğunu ifade etmek için yine artikel kullanmak durumunda kalabilirsiniz.

Artikel kullanırsanız;

Schau auf das Buch!
(Kitaba bak!)

Dediğinizde arkadaşınız hangi kitabı kastettiğinizi anlayacaktır çünkü belirli bir kitaptan bahsediyorsunuzdur ve bu kitap muhtemelen arkadaşınızın da bildiği bir kitaptır. İşte bu yüzden size hangi kitap diye sormaz çünkü tahmin eder ya da zaten biliyordur, aklındadır.